Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirleri
3 posters
1 sayfadaki 3 sayfası
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirleri
AF AKŞAMI
Af buyruğuyla açılmıştı hapishane kapısı
Taşıyordu koca burunlar tıraşlı enseler kara çeneler
Dizleri eğri omuzları çarpılmış sırtlar çıkık dökülüyordu
Vakitlere kapanmış büyük karanlıklardan
Taşıyordu vay dökülüyordu vay
Yırtık pis bitli çirkin
Sokağı dolduruyordu terli can uğultusu
Geçiriyordu avucunu şaşkınlıkla saçından saçından
9 yıl yatmış
Kolunda anası kucağında yavrusu
Doldurmustu kapının önünü kalabalık
Kimi ta dağ köylerinden koşmuş
Kimi ta denizlerden
Bir özlem sarmış bağrı ölümden yüce
Sevgiyle arıyorlar parçalarını
Heybelerinde ekmek destilerinde su
Bir türlü inanamıyordu sokaklara sokaklara
20 yıl yatmış
Gönüllere sığmaz olmuş kavuşmak duygusu
Öyle sarılır ki geçmişe
Erir göğsü göğsünde tutuklunun
Pişmanlık kavaklar tarlalar davarlar için
Pişmanlık gemilere düğünlere ırmaklara
Pişmanlık beşiklerden kağnılardan sessiz
Yerce gökçe değil insan dolusu
Çılgınca kucaklıyordu hepimizi hepimizi
5 buçuk yıl yatmış
Taşar içerde kalanların sorusu
Çubuk demirler arkasından maviliğe
Hem esenliğe ermiş hem yaşlı yelcek
Bir yurt türküsü yeniler karanlığı
Zaman yeğnik değildir yeğniktir
Dön de gör ananı belleyecek
Boş koğuşlar kurmuş pusu
Sönük gözü aydınlıkla büyüyordu büyüyordu
8 yıl yatmış
Çıkınlarda gecenin binlerce gecenin uyunmamış uykusu
Bir yorgunluk çökünce yürünmüş yeryüzünden
Kalabalıkta dağılır birer ikişer özgür
Doğuya batıya kuzeye güneye özgür
Yüreklerinde bir çığ
Yaşamak sevinci vay
Yaşamak korkusu
İnmeli yani sıçrıyordu havaya havaya
17 yıl yatmış
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Af buyruğuyla açılmıştı hapishane kapısı
Taşıyordu koca burunlar tıraşlı enseler kara çeneler
Dizleri eğri omuzları çarpılmış sırtlar çıkık dökülüyordu
Vakitlere kapanmış büyük karanlıklardan
Taşıyordu vay dökülüyordu vay
Yırtık pis bitli çirkin
Sokağı dolduruyordu terli can uğultusu
Geçiriyordu avucunu şaşkınlıkla saçından saçından
9 yıl yatmış
Kolunda anası kucağında yavrusu
Doldurmustu kapının önünü kalabalık
Kimi ta dağ köylerinden koşmuş
Kimi ta denizlerden
Bir özlem sarmış bağrı ölümden yüce
Sevgiyle arıyorlar parçalarını
Heybelerinde ekmek destilerinde su
Bir türlü inanamıyordu sokaklara sokaklara
20 yıl yatmış
Gönüllere sığmaz olmuş kavuşmak duygusu
Öyle sarılır ki geçmişe
Erir göğsü göğsünde tutuklunun
Pişmanlık kavaklar tarlalar davarlar için
Pişmanlık gemilere düğünlere ırmaklara
Pişmanlık beşiklerden kağnılardan sessiz
Yerce gökçe değil insan dolusu
Çılgınca kucaklıyordu hepimizi hepimizi
5 buçuk yıl yatmış
Taşar içerde kalanların sorusu
Çubuk demirler arkasından maviliğe
Hem esenliğe ermiş hem yaşlı yelcek
Bir yurt türküsü yeniler karanlığı
Zaman yeğnik değildir yeğniktir
Dön de gör ananı belleyecek
Boş koğuşlar kurmuş pusu
Sönük gözü aydınlıkla büyüyordu büyüyordu
8 yıl yatmış
Çıkınlarda gecenin binlerce gecenin uyunmamış uykusu
Bir yorgunluk çökünce yürünmüş yeryüzünden
Kalabalıkta dağılır birer ikişer özgür
Doğuya batıya kuzeye güneye özgür
Yüreklerinde bir çığ
Yaşamak sevinci vay
Yaşamak korkusu
İnmeli yani sıçrıyordu havaya havaya
17 yıl yatmış
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - ağır hasta
AĞIR HASTA
Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.
Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.
Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.
Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.
Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.
Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.
Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - akdeniz acılıydı xi
AKDENİZ ACILIYDI XI
Denizin sakladığı bir şey var
Sevmek der kimi,
Kimi unutulmak.
Peki neden üşütür hep
Bu ağustos gecesinde
Karanlığın büyüklüğü?
Beni düşünme, dedindi ayrılırken
Düşünmüyorum ki
Düşüncem sende kalmış.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Denizin sakladığı bir şey var
Sevmek der kimi,
Kimi unutulmak.
Peki neden üşütür hep
Bu ağustos gecesinde
Karanlığın büyüklüğü?
Beni düşünme, dedindi ayrılırken
Düşünmüyorum ki
Düşüncem sende kalmış.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
En son JuLieT tarafından Perş. Ekim 16 2008, 11:53 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - akdeniz acılıydı xix
AKDENİZ ACILIYDI XIX
De bana nasıl öldürebilir kişi kendini
Sevgiyçin.
Sonra nasıl düşünebilir deniz deniz
Sonra nasıl sever?
Güzellikle çirkinlikle ilgin yok
Büyüksün
Ve varsın her oluda
Buğdaydan yalıma dek.
Duy gecenin üstünden
Seni düşündükçe
Öyle yaslıyım ki
Yeryüzünün bütün sevgilerine gülüyorum.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
De bana nasıl öldürebilir kişi kendini
Sevgiyçin.
Sonra nasıl düşünebilir deniz deniz
Sonra nasıl sever?
Güzellikle çirkinlikle ilgin yok
Büyüksün
Ve varsın her oluda
Buğdaydan yalıma dek.
Duy gecenin üstünden
Seni düşündükçe
Öyle yaslıyım ki
Yeryüzünün bütün sevgilerine gülüyorum.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
En son JuLieT tarafından Perş. Ekim 16 2008, 11:53 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - akdeniz şiirleri
AKDENİZ ŞİİRLERİ
Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.
Tedirgin olur ölüler
Bir an yaslansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.
---------------------
Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anladığımdır.
Roma'yla Kartaca'nın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.
Böler bir kuş düşüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.
---------------------
Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.
Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.
Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.
---------------------
Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.
Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
---------------------
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.
Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.
Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.
---------------------
Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.
Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.
Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.
---------------------
Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.
Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.
Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.
---------------------
Deli gibi bir gürültu, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.
İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever.
---------------------
Denizdir,
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.
Seninle
Acısı
Uzunluğu
Aksi.
Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
---------------------
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.
Bu türküyle anlarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.
Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.
---------------------
İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.
Tedirgin olur ölüler
Bir an yaslansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.
---------------------
Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anladığımdır.
Roma'yla Kartaca'nın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.
Böler bir kuş düşüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.
---------------------
Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.
Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.
Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.
---------------------
Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.
Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
---------------------
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.
Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.
Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.
---------------------
Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.
Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.
Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.
---------------------
Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.
Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.
Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.
---------------------
Deli gibi bir gürültu, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.
İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever.
---------------------
Denizdir,
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.
Seninle
Acısı
Uzunluğu
Aksi.
Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
---------------------
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.
Bu türküyle anlarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.
Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.
---------------------
İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - Allah'a ve bize dair
ALLAH'A VE BİZE DAİR
Allah ne kadar büyüktür,
Ekinlere güneş verir çocuğum.
Beni mavi sabahlara devreder,
Mavi güller gibi uykum.
Allah ne kadar büyüktür,
Kuşlar gönderir dallarımıza.
Karanlıklar kalbe dolduğu vakit,
Nasibi terk ederiz bir yıldıza.
Allah ne kadar büyüktür,
Yol verir gemimize denizler üstünden.
Garip sonsuzluklar duyarız
Sular akarken, bulutlar yürürken.
Ve Allah ne kadar büyüktür çocuğum,
Şükrolsun ruhumuz şimdi.
Nihayetsiz asırları içinde
Bizi tesadüf ettirdi.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Allah ne kadar büyüktür,
Ekinlere güneş verir çocuğum.
Beni mavi sabahlara devreder,
Mavi güller gibi uykum.
Allah ne kadar büyüktür,
Kuşlar gönderir dallarımıza.
Karanlıklar kalbe dolduğu vakit,
Nasibi terk ederiz bir yıldıza.
Allah ne kadar büyüktür,
Yol verir gemimize denizler üstünden.
Garip sonsuzluklar duyarız
Sular akarken, bulutlar yürürken.
Ve Allah ne kadar büyüktür çocuğum,
Şükrolsun ruhumuz şimdi.
Nihayetsiz asırları içinde
Bizi tesadüf ettirdi.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - Asu
ASU
Suçu büyüktü Âsû'nun göklerecek
Taş atmıştı güneşe doğru
Bilinmeyen türküsünde
Bilinmeyen çağından
Açtı uykusuzdu sayrıydı
Dolmuştu şeytanların soluğu derisine
Kötü bir ışık
Ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların
Sövmüş Tanrısına sövmüş
Âsû Âsû
Yakılacak yakılacak
Âsû Âsû
Doymuşlar bir ilk zaman içinde
Ki sürer sıcaklığı karın karın
Kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
Doymuşlar yellerle yıldızla yalazla
Var olmanın yeğnikliği alna çizilmiş
Kötü ruhlar uyusun türlü boyalar içre
Ve ta masallara uzanır
Dudakların kızıl süsleri
Agaç, davulların seslerinden
Âsû Âsû
Yeşiller allar sarılar
Âsû Âsû
Halay çeker korku
Uzak kuşakların acısına karışık
Yontulmuş taşlarda susar
Güçsüz yumuşaklığı etin
Büyünün kara kanını üfler boynuzlara
Toprakta kök
Açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
Ve avın kurtuluşu işte
Kişinin gücü Tanrının büyüklüğüne
Âsû Âsû
Yankılanır dağdan dağa insandan insana
Âsû Âsû
Devrilmiş gözleri ak
Patlamış ürküden göğsü
Bütün oba ateş bütün oba ölüm
Bütün oba çırılçıplak
Açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
Düşer elleri
Yaşaması parlamaz ama Âsû'nun
Ölüsü parlar
Aydınlık yitiverir yeryüzü yalnızlığından
Âsû Âsû
Seni senin karanlığın sever ancak
Âsû Âsû
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Suçu büyüktü Âsû'nun göklerecek
Taş atmıştı güneşe doğru
Bilinmeyen türküsünde
Bilinmeyen çağından
Açtı uykusuzdu sayrıydı
Dolmuştu şeytanların soluğu derisine
Kötü bir ışık
Ve mavilikte duruşu çarpık ağaçların
Sövmüş Tanrısına sövmüş
Âsû Âsû
Yakılacak yakılacak
Âsû Âsû
Doymuşlar bir ilk zaman içinde
Ki sürer sıcaklığı karın karın
Kartalla doymuşlar yılanla doymuşlar
Doymuşlar yellerle yıldızla yalazla
Var olmanın yeğnikliği alna çizilmiş
Kötü ruhlar uyusun türlü boyalar içre
Ve ta masallara uzanır
Dudakların kızıl süsleri
Agaç, davulların seslerinden
Âsû Âsû
Yeşiller allar sarılar
Âsû Âsû
Halay çeker korku
Uzak kuşakların acısına karışık
Yontulmuş taşlarda susar
Güçsüz yumuşaklığı etin
Büyünün kara kanını üfler boynuzlara
Toprakta kök
Açık bir esrikliktir apaçık bir uykudan
Ve avın kurtuluşu işte
Kişinin gücü Tanrının büyüklüğüne
Âsû Âsû
Yankılanır dağdan dağa insandan insana
Âsû Âsû
Devrilmiş gözleri ak
Patlamış ürküden göğsü
Bütün oba ateş bütün oba ölüm
Bütün oba çırılçıplak
Açlığı uykusuzluğu sayrılığı tükenmez ama
Düşer elleri
Yaşaması parlamaz ama Âsû'nun
Ölüsü parlar
Aydınlık yitiverir yeryüzü yalnızlığından
Âsû Âsû
Seni senin karanlığın sever ancak
Âsû Âsû
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - bir memet daha
BİR MEMET DAHA
Topraktan mı çıktı yarı toprak bir yaratık,
Gökten mi indi yarı gök bir kartal.
Bir Memet daha var oldu o sıra,
Tepenin doruğunda kalpağı al.
Bir Memet olduğu besbelli,
Saçları başakta, gözleri çiçekte.
Elleri ayakları öylesin kocaman,
Yüzü altı Memet'in yüzüne öylesin benzemekte.
Vardı üç adımda masalcana,
Ağzi duman tüten makineliye, dev.
Kabzeyi kavrar kavramaz basti tetiğe
Fışkırdı namludan sonsuz bir alev.
Allah Allah, şaştı bütün dağlar, bütün gök,
Şaştı dost düşman.
Bu kimdir, bu kaçıncı Memet'tir,
Ölülerde dirilerde dondu kan.
Görsen efsane, görmesen efsane,
Duysan efsane.
Uzak mıdır bayraktan düşen,
Yakın mıdır ne?
Bir parıltı bir parırıtı tarihten,
Tanrıca dik.
Yurdun ulusun kutsal gücü,
Bu yedinci Memet, Memetçik.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Topraktan mı çıktı yarı toprak bir yaratık,
Gökten mi indi yarı gök bir kartal.
Bir Memet daha var oldu o sıra,
Tepenin doruğunda kalpağı al.
Bir Memet olduğu besbelli,
Saçları başakta, gözleri çiçekte.
Elleri ayakları öylesin kocaman,
Yüzü altı Memet'in yüzüne öylesin benzemekte.
Vardı üç adımda masalcana,
Ağzi duman tüten makineliye, dev.
Kabzeyi kavrar kavramaz basti tetiğe
Fışkırdı namludan sonsuz bir alev.
Allah Allah, şaştı bütün dağlar, bütün gök,
Şaştı dost düşman.
Bu kimdir, bu kaçıncı Memet'tir,
Ölülerde dirilerde dondu kan.
Görsen efsane, görmesen efsane,
Duysan efsane.
Uzak mıdır bayraktan düşen,
Yakın mıdır ne?
Bir parıltı bir parırıtı tarihten,
Tanrıca dik.
Yurdun ulusun kutsal gücü,
Bu yedinci Memet, Memetçik.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - boyalar
BOYALAR
Yeşil çalışkandır,
Kırmızı yaramaz,
Sarı uykucu,
Ak yıkanmış,
Kara korkak.
Ben erkenden
Anaokuluna giderken
Yeşil gibiyim.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Yeşil çalışkandır,
Kırmızı yaramaz,
Sarı uykucu,
Ak yıkanmış,
Kara korkak.
Ben erkenden
Anaokuluna giderken
Yeşil gibiyim.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - bu eller miydi?
BU ELLER MİYDİ?
Bu eller miydi masallar arasından
Rüyalara uzattığım bu eller miydi.
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyaların aydınlık dünyacıkları
Bu eller miydi hayatı o dünyaların.
Altın bir oyun gibi eserdi
Altın tüylerinden mevsimin rüzgarı.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki şimdi değmekte toprak olan evlere.
El işi vazifelerin önünde
Tırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi.
Kaybolmus o çizgilerden
Falcının saadet dedikleri.
O köylü çakısının kestiği yer
Söğüt dallarından düdük yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serçeyi
Birkaç damla kan ki zafer ve kahramanlık.
Yorganın altına saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrılmış sevgili oyuncaklardan
Kırmış küçücük şişelerini.
Ve her şeyden ve her şeyden sonra
Bu eller miydi Allaha açılan !
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Bu eller miydi masallar arasından
Rüyalara uzattığım bu eller miydi.
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyaların aydınlık dünyacıkları
Bu eller miydi hayatı o dünyaların.
Altın bir oyun gibi eserdi
Altın tüylerinden mevsimin rüzgarı.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki şimdi değmekte toprak olan evlere.
El işi vazifelerin önünde
Tırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi.
Kaybolmus o çizgilerden
Falcının saadet dedikleri.
O köylü çakısının kestiği yer
Söğüt dallarından düdük yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serçeyi
Birkaç damla kan ki zafer ve kahramanlık.
Yorganın altına saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrılmış sevgili oyuncaklardan
Kırmış küçücük şişelerini.
Ve her şeyden ve her şeyden sonra
Bu eller miydi Allaha açılan !
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - Cezayir türküsü
CEZAYİR TÜRKÜSÜ
Ya Allah
Ya Allah derim ki
Titrerim
Kara sesimden
Ya Allah.
Ya su
Akar da aydınlığın uzak anılarımdan
Şırıldar yüreğimde ünlü korsanların dalgaları.
Yüce sultanlarin kılıçları parlar yüzümde
Ya su, anlıyor musun?
Burası Cezayir, ya çöl,
Develerin binlerce yıl taşıdığı, atalardan,
Sevgi,
Us,
Kişiliğim ya çıngırak.
Yıldızlar kötü olacakların üçgenlerinde
Yok etmiş üç yönü.
Yedi yönü var etmiş mutsuz kişiliginde yıldızlar,
Ama uyukluyorum işte
Ya dönence, ağlamak dururken.
Ya hurma, tadın yok gayri,
Nice saklasan yalnızlığı
Koyu yeşilliğini büyütsen nice,
Yitmiş güzelliğimiz
Ya hurma, elim ayağım acı.
Nasıl haykırıyor çiğnenmis kumlar, duyuyor musun?
Ya ana kalk
Ya kadın yürü
Ya oğul koş
Bir anlamın gereken kurtuluşuna.
Kurt iskeletlerince çirkindirler şimdi,
Ölülerim vurulmuşlar alınlarından,
Düşmüşler Akdenize doğru.
Özgürlükleri kalmamış artık
Al benim ölülerimi, ya gece.
Ya toprak ko beni gideyim gideyim,
Varmışların ardına öcül öcül.
Ve küçücük ve eski ve yırtık bayraklar arasından,
Ya gök
Al beni.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Ya Allah
Ya Allah derim ki
Titrerim
Kara sesimden
Ya Allah.
Ya su
Akar da aydınlığın uzak anılarımdan
Şırıldar yüreğimde ünlü korsanların dalgaları.
Yüce sultanlarin kılıçları parlar yüzümde
Ya su, anlıyor musun?
Burası Cezayir, ya çöl,
Develerin binlerce yıl taşıdığı, atalardan,
Sevgi,
Us,
Kişiliğim ya çıngırak.
Yıldızlar kötü olacakların üçgenlerinde
Yok etmiş üç yönü.
Yedi yönü var etmiş mutsuz kişiliginde yıldızlar,
Ama uyukluyorum işte
Ya dönence, ağlamak dururken.
Ya hurma, tadın yok gayri,
Nice saklasan yalnızlığı
Koyu yeşilliğini büyütsen nice,
Yitmiş güzelliğimiz
Ya hurma, elim ayağım acı.
Nasıl haykırıyor çiğnenmis kumlar, duyuyor musun?
Ya ana kalk
Ya kadın yürü
Ya oğul koş
Bir anlamın gereken kurtuluşuna.
Kurt iskeletlerince çirkindirler şimdi,
Ölülerim vurulmuşlar alınlarından,
Düşmüşler Akdenize doğru.
Özgürlükleri kalmamış artık
Al benim ölülerimi, ya gece.
Ya toprak ko beni gideyim gideyim,
Varmışların ardına öcül öcül.
Ve küçücük ve eski ve yırtık bayraklar arasından,
Ya gök
Al beni.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - çakırın destanından
ÇAKIRIN DESTANINDAN
- Vuzuh, el ve ayak halinde
onu rahatsız ediyordu.
Karar vermişim, öleceğim,
Büyük sular arasında, korkusuz.
Nur ile, uzak yazılar ile,
Bir muska gibi boynumda kalacak,
Bu husus.
Senelerce evvel, tohumların mavi zamanından evvel,
Karar vermişim, gece kuşlarının müsaadesinde,
Etrafıma boş ve büyük kadehler dizeceğim.
Ve seyredeceğim onları sultanlar gibi;
Kurumuş ölülerin içmek hevesinde.
Havadan hafif ve bazı kadınlardan daha eski,
Çırılçıplak doğduğumuza dair;
Cihan boyunca, şehirlerle, dağlarla devam eden,
Vaktin nebatlarla sallanan güzelliği,
Bir yadigarlik ki bilinir.
Aklın zina olduğu yerde,
Taşlar, odunlar gibi yavaş.
Tarihin beyaz ve aydınlık havasından,
Karar vermişim, öleceğim,
Büyük hayvan iskeletleriyle sırdaş.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
- Vuzuh, el ve ayak halinde
onu rahatsız ediyordu.
Karar vermişim, öleceğim,
Büyük sular arasında, korkusuz.
Nur ile, uzak yazılar ile,
Bir muska gibi boynumda kalacak,
Bu husus.
Senelerce evvel, tohumların mavi zamanından evvel,
Karar vermişim, gece kuşlarının müsaadesinde,
Etrafıma boş ve büyük kadehler dizeceğim.
Ve seyredeceğim onları sultanlar gibi;
Kurumuş ölülerin içmek hevesinde.
Havadan hafif ve bazı kadınlardan daha eski,
Çırılçıplak doğduğumuza dair;
Cihan boyunca, şehirlerle, dağlarla devam eden,
Vaktin nebatlarla sallanan güzelliği,
Bir yadigarlik ki bilinir.
Aklın zina olduğu yerde,
Taşlar, odunlar gibi yavaş.
Tarihin beyaz ve aydınlık havasından,
Karar vermişim, öleceğim,
Büyük hayvan iskeletleriyle sırdaş.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - Çanakkale'de ölüm
ÇANAKKALEDE ÖLÜM
Sen ölüm,
Evlerde pissin ama,
Dağlarda iğrençsin.
Sen ölüm,
Birinin adı silinir de,
Adın geçer ancak.
Sen ölüm,
Eli tutmaz olur da, gözü görmez olur da
Tutarsın, görürsün oralarda ancak.
Sen ölüm,
Ülkelerde kötüsün ya
Ülkelerarasıi daha çirkinsin.
Sen ölüm,
Sayrılıklardan sonra gelirsin peki,
Şu dev gibi, su dipdiri gençlerle işin nedir?
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Sen ölüm,
Evlerde pissin ama,
Dağlarda iğrençsin.
Sen ölüm,
Birinin adı silinir de,
Adın geçer ancak.
Sen ölüm,
Eli tutmaz olur da, gözü görmez olur da
Tutarsın, görürsün oralarda ancak.
Sen ölüm,
Ülkelerde kötüsün ya
Ülkelerarasıi daha çirkinsin.
Sen ölüm,
Sayrılıklardan sonra gelirsin peki,
Şu dev gibi, su dipdiri gençlerle işin nedir?
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - çirkin
ÇİRKİN
Çirkin, yavrum, dudaklarındaki kızıllık,
Kansız doğaya karşı.
Uyurken memleket ve evren uzaktan,
Uyurken bir hücre, hücreler içinde,
Eksi.
Çirkin, bu satışlar,
Yüzde yirmi, yüzde otuz.
Geçer anların tadı içerden ;
Anılar ve sevgiler, çarşılar üstünde, uçar.
Yeniden var oluruz.
Sürünür ovalar yaslı ve boşuna,
Çirkin şimdi, yükselmiş güzellik.
Ve kaçar yaşamanın ölçülerinde; yeni, uzun;
Bir avuçluk, bütün dokunduklarımız,
Bir ellik.
Okulumuz, bahçelere, hesaplara dönmüş,
Çirkin.
Sonsuz ormanlığı rahatlığın, yüce uzamışlığı erdemliliğin,
Dağlarda ve sokaklarda.
Tedirgin.
Yalanla, gerçeklerin sırrına varmış,
Oyunla karışmış, ölmüşlerin akıllarına;
Çirkin, mahkemelerde bir avukat.
Gelir bilinmeyen yönlerin namussuz hoşluğu,
Körlerden ve topallardan daha sakat.
Çirkindir, uzayan erkek vakitlere göre,
Gece yarısı.
Ağrıyan kemiklerle, uzaklıklara gizlenmiş,
Acımakla değil, korkunçluğuyla büyük,
Yıldızlar yıldızlar ve yukarısı.
Çirkin değil midir, dolarken nesillerin hayırsızlığına,
Yavaş yavaş.
Ninelerin çarpılmış yüzünde,
Kabul edilmemiş duasında gelinlerin,
Tarihlerden bir savaş?
Bir ekmek kavgası duyulur ta böceklerden,
Uluyan ağaçlar, susan makineler sesi.
İgrenç hendeseleri gövdenin, bürünür düşlere;
Gezegenler arasindaki uygarliga karsi,
Çirkin, doymuşların ve doymamışların nefesi.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Çirkin, yavrum, dudaklarındaki kızıllık,
Kansız doğaya karşı.
Uyurken memleket ve evren uzaktan,
Uyurken bir hücre, hücreler içinde,
Eksi.
Çirkin, bu satışlar,
Yüzde yirmi, yüzde otuz.
Geçer anların tadı içerden ;
Anılar ve sevgiler, çarşılar üstünde, uçar.
Yeniden var oluruz.
Sürünür ovalar yaslı ve boşuna,
Çirkin şimdi, yükselmiş güzellik.
Ve kaçar yaşamanın ölçülerinde; yeni, uzun;
Bir avuçluk, bütün dokunduklarımız,
Bir ellik.
Okulumuz, bahçelere, hesaplara dönmüş,
Çirkin.
Sonsuz ormanlığı rahatlığın, yüce uzamışlığı erdemliliğin,
Dağlarda ve sokaklarda.
Tedirgin.
Yalanla, gerçeklerin sırrına varmış,
Oyunla karışmış, ölmüşlerin akıllarına;
Çirkin, mahkemelerde bir avukat.
Gelir bilinmeyen yönlerin namussuz hoşluğu,
Körlerden ve topallardan daha sakat.
Çirkindir, uzayan erkek vakitlere göre,
Gece yarısı.
Ağrıyan kemiklerle, uzaklıklara gizlenmiş,
Acımakla değil, korkunçluğuyla büyük,
Yıldızlar yıldızlar ve yukarısı.
Çirkin değil midir, dolarken nesillerin hayırsızlığına,
Yavaş yavaş.
Ninelerin çarpılmış yüzünde,
Kabul edilmemiş duasında gelinlerin,
Tarihlerden bir savaş?
Bir ekmek kavgası duyulur ta böceklerden,
Uluyan ağaçlar, susan makineler sesi.
İgrenç hendeseleri gövdenin, bürünür düşlere;
Gezegenler arasindaki uygarliga karsi,
Çirkin, doymuşların ve doymamışların nefesi.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - çocuk kuş
ÇOCUK KUŞ
Bir kuştu,
Allı allı bir kuş.
Her tüyüne bir çiçek bağladılar
Uçmadı o.
Bir kuştu,
Mavili mavili bir kuş.
Her tüyüne bir boncuk bağladılar
Uçmadı o.
Bir kuştu,
Yeşilli yeşilli bir kuş.
Her tüyüne bir çocuk kordelası bağladılar
Uçtu o.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Bir kuştu,
Allı allı bir kuş.
Her tüyüne bir çiçek bağladılar
Uçmadı o.
Bir kuştu,
Mavili mavili bir kuş.
Her tüyüne bir boncuk bağladılar
Uçmadı o.
Bir kuştu,
Yeşilli yeşilli bir kuş.
Her tüyüne bir çocuk kordelası bağladılar
Uçtu o.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - çocuklar korkunç
ÇOCUKLAR KORKUNÇ
Çocuklar korkunç Allah'ım,
Elleri,yüzleri,saçları.
Uyurlar bütün gece
Yok sana ihtiyaçları.
Çocuklar korkunç Allah'ım,
Bebek yaparlar haçları.
Aşina değiller hatıramıza
Severken aynı ağaçları.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Çocuklar korkunç Allah'ım,
Elleri,yüzleri,saçları.
Uyurlar bütün gece
Yok sana ihtiyaçları.
Çocuklar korkunç Allah'ım,
Bebek yaparlar haçları.
Aşina değiller hatıramıza
Severken aynı ağaçları.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - çocuksuz geceler
ÇOCUKSUZ GECELER
Bu gece beni terk ettin çocuğum
Ki hala ellerimde bir şafak.
Herkes ölürken son anda
Bir gece hatırlayacak.
Birikti serçeler saçaklara
Davetler gibi uzaklardan.
Ülkeler midir ki varılmaz
Uykular içre kalan.
Vaktin saadetiyle durmuş
Kağıt gemilerim ve rüzgar.
Seyretsin sonsuz hudutları,
Harap kalelerinde krallar.
Çocuğum tarlalar sarardı,
Nur gibi olgun başak.
Herkes ölürken son anda
Bir çocuk hatırlayacak.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Bu gece beni terk ettin çocuğum
Ki hala ellerimde bir şafak.
Herkes ölürken son anda
Bir gece hatırlayacak.
Birikti serçeler saçaklara
Davetler gibi uzaklardan.
Ülkeler midir ki varılmaz
Uykular içre kalan.
Vaktin saadetiyle durmuş
Kağıt gemilerim ve rüzgar.
Seyretsin sonsuz hudutları,
Harap kalelerinde krallar.
Çocuğum tarlalar sarardı,
Nur gibi olgun başak.
Herkes ölürken son anda
Bir çocuk hatırlayacak.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - daha us
DAHA US
Taş atar aylara günlere gezegenlerden o,
Avuçlarında en bağnaz inanış, soyunuk.
Ver sen bir ölçek, bir ölçek daha, bin yıl ötesinden,
Aç gömüleri Dara'nin soyunuk.
Emmez ki bebe, dolmaz ki bebenin annesi,
Nice emse emdirse, anlam soyunuk.
Bir kurt ulumaz, ama kılları delice büyür,
Bakımsız ormanlara, mağaralara, soyunuk.
Yetmiyor, yetmiyor bana bu yeryüzü yalnızlığı,
Burda bütün sevdiklerim soyunuk.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Taş atar aylara günlere gezegenlerden o,
Avuçlarında en bağnaz inanış, soyunuk.
Ver sen bir ölçek, bir ölçek daha, bin yıl ötesinden,
Aç gömüleri Dara'nin soyunuk.
Emmez ki bebe, dolmaz ki bebenin annesi,
Nice emse emdirse, anlam soyunuk.
Bir kurt ulumaz, ama kılları delice büyür,
Bakımsız ormanlara, mağaralara, soyunuk.
Yetmiyor, yetmiyor bana bu yeryüzü yalnızlığı,
Burda bütün sevdiklerim soyunuk.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - dal
DAL
Dağ uzanır gökyüzüne,
Ölüler karanlığa uzanır.
Nerelerden nerelere varır yaşamak,
Acıdan, iğde sarılığından, düşünüden uzanır.
Sever misin, öpüler ardı boş,
İşte biraktığı güzelin, bir çirkin uzanır.
Yankılar, gezegenlerden ağrı gelip gider,
Başı kopmuş gök mamurlarıindan bir uzanır.
Uzandığımız, belki de bu gece, belki de bu yatakta
En bilinmeze uzanır.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Dağ uzanır gökyüzüne,
Ölüler karanlığa uzanır.
Nerelerden nerelere varır yaşamak,
Acıdan, iğde sarılığından, düşünüden uzanır.
Sever misin, öpüler ardı boş,
İşte biraktığı güzelin, bir çirkin uzanır.
Yankılar, gezegenlerden ağrı gelip gider,
Başı kopmuş gök mamurlarıindan bir uzanır.
Uzandığımız, belki de bu gece, belki de bu yatakta
En bilinmeze uzanır.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - davet
DAVET..
Namaza gidiyorum, alay dizilmiş,
İhtişamımla uzuyor yollar.
Bazen davet eder kölelerim hayata vücudumu:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
Vakti altın gibi serpiyorum,
Kapışıyor, genç, ihtiyar.
Suların ve kuşlarin sesleri yanım sıra:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
Ben ki kıtalar keşfetmişim, nesillerden,
Ben ki cihan kadar.
Gündüzün bittiği yerler karanlık:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Namaza gidiyorum, alay dizilmiş,
İhtişamımla uzuyor yollar.
Bazen davet eder kölelerim hayata vücudumu:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
Vakti altın gibi serpiyorum,
Kapışıyor, genç, ihtiyar.
Suların ve kuşlarin sesleri yanım sıra:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
Ben ki kıtalar keşfetmişim, nesillerden,
Ben ki cihan kadar.
Gündüzün bittiği yerler karanlık:
'Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...'
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - dayak
DAYAK
İster misin ellerimizi birleştirelim,
Sen iki vur, ben iki daha,
Çalmış mı,
Emmiş mi alın terini ulusunun,
Sen dört vur, ben dört daha.
Gemi seçmeye mi gitmiş 20 kişi, çay bulmaya mı yollanmış
30 kişi,
Dışbakan olmuş da yüzde mi almış.
- Saçı bitmedik çocuklarım aç iken kerpiç köylerde,
Bebek kızlarım gecelerce aklığını satarken-
Sen yedi vur, ben yedi daha.
Ha, ister misin ellerimizi birleştirelim,
Değeri 8 iken, 208'e mi vermiş bir tabak fasulyeyi,
Dilekçeni görür görmez deve boynunu sallamış, 500 mü
koparmış senden,
Saylav seçilmis de geleceğine yatırım mı yapmış,
devrimi çiğneyerek,
Sen dokuz vur, ben dokuz daha.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
İster misin ellerimizi birleştirelim,
Sen iki vur, ben iki daha,
Çalmış mı,
Emmiş mi alın terini ulusunun,
Sen dört vur, ben dört daha.
Gemi seçmeye mi gitmiş 20 kişi, çay bulmaya mı yollanmış
30 kişi,
Dışbakan olmuş da yüzde mi almış.
- Saçı bitmedik çocuklarım aç iken kerpiç köylerde,
Bebek kızlarım gecelerce aklığını satarken-
Sen yedi vur, ben yedi daha.
Ha, ister misin ellerimizi birleştirelim,
Değeri 8 iken, 208'e mi vermiş bir tabak fasulyeyi,
Dilekçeni görür görmez deve boynunu sallamış, 500 mü
koparmış senden,
Saylav seçilmis de geleceğine yatırım mı yapmış,
devrimi çiğneyerek,
Sen dokuz vur, ben dokuz daha.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - deniz feneri
DENİZ FENERİ
Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde.
Bulutlar birleşir alaca düzlüklerde,
Çöker uzak limanlardan bir sis.
Bir sıkıntı başlar karanlığında kaderin,
Bildirir, yanınca yanınca,
Ömrün neresindesiniz, aşkın neresindesiniz?
Yüreğin mi daralıyor, yıldız ışığında,
Bırak anılar gitsin biraz daha geri.
Ruhu götürmeden vakit yürüyebilir,
Düşün nasıl durmuş sabırla yüzlerce yıl,
Hep bu benekte bu deniz feneri.
Bak deniz savaşlarına, yaşlı korsanlara,
Uçan dalgalara, uyuyan rüzgara bakmış,
Bir tek göz kadar kara ve mavi,
Enginle boş,
Kısmetsiz balıkçılara bakmış.
Saçlarında tuz kokan, ölü kokan bir serinlik,
Yüzünde bir fırtına tadı.
Durursun yorgun, umutsuz,
Birden bir daha yanıp söner, sevinçle titrersin,
Bir şey, belki de yaşaman uzadı.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde.
Bulutlar birleşir alaca düzlüklerde,
Çöker uzak limanlardan bir sis.
Bir sıkıntı başlar karanlığında kaderin,
Bildirir, yanınca yanınca,
Ömrün neresindesiniz, aşkın neresindesiniz?
Yüreğin mi daralıyor, yıldız ışığında,
Bırak anılar gitsin biraz daha geri.
Ruhu götürmeden vakit yürüyebilir,
Düşün nasıl durmuş sabırla yüzlerce yıl,
Hep bu benekte bu deniz feneri.
Bak deniz savaşlarına, yaşlı korsanlara,
Uçan dalgalara, uyuyan rüzgara bakmış,
Bir tek göz kadar kara ve mavi,
Enginle boş,
Kısmetsiz balıkçılara bakmış.
Saçlarında tuz kokan, ölü kokan bir serinlik,
Yüzünde bir fırtına tadı.
Durursun yorgun, umutsuz,
Birden bir daha yanıp söner, sevinçle titrersin,
Bir şey, belki de yaşaman uzadı.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - destan önü
DESTAN ÖNÜ
İşte zamanın karanlığı, gece gibi,
Geçer bir gölge komadan.
İşte Tanrı nefesli sahiller,
İşte Bizans kopmuş Romadan.
Sakalları uzamış keşişler sırtında,
Bahar halinde bir yük:
Sur örülmüs kıyılarda yokluğa taraf,
Taşlarla, kiskançlıkla ağır ve büyük.
Eski Istanbul, ruh kadar eski,
İnsan daha fazla eskiyemez ki.
Bir boşluk ki göller tadında uzun,
Ya hiçe uzanmış vaktimiz, ya hepe.
Yedi meçhul üstüne açılmış,
Yedi tepe.
Haliç, dünya öküzünün boynuzu, hiç kımıldamaz,
Kımıldar bir kapalı su.
Geçer, asırlar gövdesine, aydınlık,
Uyumayanların uykusu.
Eski İstanbul, hatıralardan eski,
Göresin usul usul gez ki.
Tarümar olmuş,
Daradan, Sardanapaldan anlar.
Gemilerle, kervanlarla dolmuş, çırılçıplak,
Aşkı kaybedenler, bulanlar.
Devir devir kapılarında durmuş,
Nesilleri Asyanın, bu bakış ahu diye.
Sormuş sıcak rüyasını,
Peygamberin orduları, Hu, diye.
Eski İstanbul, eski,
Geçmiş günleri kimse söyletemez ki.
Saz nameleri gelir, din uğruna çarmıha gerileceklerden,
Belki çarmıhsınız, belki sazsınız.
Ölümlerden hangisi gerçek,
Anlıyamazsınız.
Farkedilmez Doğu ve Batı.
Hayaller dolusu cenaze, düşüncelerden.
Ayaklarınızın, ayaklarınızın,
Ayrılışı yerden.
Eski İstanbul, yakın ve eski
Öyle bir ses ki.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
İşte zamanın karanlığı, gece gibi,
Geçer bir gölge komadan.
İşte Tanrı nefesli sahiller,
İşte Bizans kopmuş Romadan.
Sakalları uzamış keşişler sırtında,
Bahar halinde bir yük:
Sur örülmüs kıyılarda yokluğa taraf,
Taşlarla, kiskançlıkla ağır ve büyük.
Eski Istanbul, ruh kadar eski,
İnsan daha fazla eskiyemez ki.
Bir boşluk ki göller tadında uzun,
Ya hiçe uzanmış vaktimiz, ya hepe.
Yedi meçhul üstüne açılmış,
Yedi tepe.
Haliç, dünya öküzünün boynuzu, hiç kımıldamaz,
Kımıldar bir kapalı su.
Geçer, asırlar gövdesine, aydınlık,
Uyumayanların uykusu.
Eski İstanbul, hatıralardan eski,
Göresin usul usul gez ki.
Tarümar olmuş,
Daradan, Sardanapaldan anlar.
Gemilerle, kervanlarla dolmuş, çırılçıplak,
Aşkı kaybedenler, bulanlar.
Devir devir kapılarında durmuş,
Nesilleri Asyanın, bu bakış ahu diye.
Sormuş sıcak rüyasını,
Peygamberin orduları, Hu, diye.
Eski İstanbul, eski,
Geçmiş günleri kimse söyletemez ki.
Saz nameleri gelir, din uğruna çarmıha gerileceklerden,
Belki çarmıhsınız, belki sazsınız.
Ölümlerden hangisi gerçek,
Anlıyamazsınız.
Farkedilmez Doğu ve Batı.
Hayaller dolusu cenaze, düşüncelerden.
Ayaklarınızın, ayaklarınızın,
Ayrılışı yerden.
Eski İstanbul, yakın ve eski
Öyle bir ses ki.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - dolu sokak
DOLU SOKAK
Ne korkuyorsun
Uyanıp geceleri
Ölüm yaşayacağını yokedebilir
Yaşadığını değil
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Ne korkuyorsun
Uyanıp geceleri
Ölüm yaşayacağını yokedebilir
Yaşadığını değil
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
Fazıl Hüsnü Dağlarca - dönüş
DÖNÜŞ
Askerler dönüyor ihtiyar askerler,
Sulhun mavi dağlarından.
Kalbimize ne kadar aşina
Adımlarında kalan.
Türküler dönüyor nurdan türküler
Kağni arabalarından söylenmişti.
Karşı bahçeler ki ayna mıdır
Nasibi devreder şimdi.
Kuşlar dönüyor sadık kuşlar,
Bahar için değil, saçaklarımız için.
Dönen mesafesiyle var oluruz
Mevsimler arkası güzelliğin.
Gemiler dönüyor garip ve zengin.
Garip ve sonsuz sular üzerinde.
Gemilerle beraber gelen şey
Aydınlıklar gibi yüzer, derinde.
ve bunlar değil de ey gecem,
Sen dönüyorsun ellerime, sen.
Aşka ve hayata dönüyorum
Toprağın bütün ölülerinden
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Askerler dönüyor ihtiyar askerler,
Sulhun mavi dağlarından.
Kalbimize ne kadar aşina
Adımlarında kalan.
Türküler dönüyor nurdan türküler
Kağni arabalarından söylenmişti.
Karşı bahçeler ki ayna mıdır
Nasibi devreder şimdi.
Kuşlar dönüyor sadık kuşlar,
Bahar için değil, saçaklarımız için.
Dönen mesafesiyle var oluruz
Mevsimler arkası güzelliğin.
Gemiler dönüyor garip ve zengin.
Garip ve sonsuz sular üzerinde.
Gemilerle beraber gelen şey
Aydınlıklar gibi yüzer, derinde.
ve bunlar değil de ey gecem,
Sen dönüyorsun ellerime, sen.
Aşka ve hayata dönüyorum
Toprağın bütün ölülerinden
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
JuLieT- süper+mod
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 477
Yaş : 37
Nerden : ankara
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 11/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
1 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz