celil erdoğan - Duygularını Korkusuz Yaşayan Kadın
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
celil erdoğan - Duygularını Korkusuz Yaşayan Kadın
Hüzünü bakışların aklımdaydı.
Ne kadar da çok özlemiştim seni.
kaküllerin ardında,
zeytin tanesi, simsiyah gözlerini.
Ya o, içimi ısıtan "canımmm" deyişini.
Nasıl da gelince bana sokulup,
başını omuzuma yaslayıvermiştin.
Bense tedirgin, Çekilmiştim.
Ne kadar da coşkuluydun,
Bahsederken özlem ve hasretten
bir sevda şiiriydi, dökülen gözlerinden.
Bilmediğim bir dünyaya bakar gibiydim
seni seyrederken.
Alışık değildim duygularımı yaşamaya.
Oysa ne çok isterdim
bırakmak kendimi, hayatın akışına
yıkmak tutkularımın bendini
bir deli kısrak gibi şahlanarak,
atılmak bozkırlara.
Sen ki, yürek dehlizlerimde yankılanan nara.
Sen ki, tek düşüm tek hedefim
Ne var ki koşamıyordum aşka, doludizgin.
Daha hasretin susuzluğunu dindirmeden,
ayrılıyordum sessizce senden.
Sonra telefondaki sesin.
"Neredesin?"
"Yolun yarısındayım."
Sonra, o şaşkın ifaden.
"O ne hız! ne çabuk aldın. dönemez misin?"
" "
"Ben olsaydım, dönerdim" diyen serzenişin.
İste bir tanem. Bu kadar benim cesaretim.
Deli gibi isterken seni.
Dilim söyleyemiyordu, kalbimin söylediğini.
Nicedir soruyordum kendime.
Neden ben?
Çevrende o kadar sevenin varken.
Neydi beni ayrı kılan
Ben ki, her gün sokakta karşılaşabileceğin
Ben ki, alelade ve sıradan.
Hatırlar mısın? Sana da sormuştum.
Neden ben?
Dedin ki "bende soruyorum kendime"
kısa bir sessizlik.
Muzip bir gülümseme.
"Bilmem".
Sonra benim bile varlığını bilmediğim,
maskemi araladın.
Dedin ki!
Madem yanımda olamayacaktın.
Madem uzaklaştıracaktın.
O zaman, uzanıp elimi tutmayacaktın.
EVET. Tutmayacaktım.
Yalın ellerinle bende bir şeyleri yakalamasaydın.
Allahım!!! lanetlenmiştim sanki.
Beraberimde getiriyordum istemediğim her şeyi.
Hüzün istemediğim gözlere hüzün yerleşiyordu.
Gözünden sakındığın kalp, ellerimde kırılıyordu.
Üzülmesini istemediğim can üzülüyordu.
Sevgileri, neşeleri taşımaya çalışırken sana,
birde bakıyorum ki !!!
Sıkıntı dolmuş avuçlarıma.
Gördüğün gibi buğulu bakışlım,
beceremiyordum ben.
Aşk diye düşündüğüm, acı oluyordu sende.
Sevgi dediğim, dönüşüyordu yıkıcı bir sele.
Güvenli limanlarımda fırtınalar kopuyordu.
Senin durgun sularında bile tusunamiler oluşuyordu.
Bu yüzden çıkamam yollarına.
Bir çiçeğin solmasını seyredemem.
Çekilip kendi karanlıklarıma.
Gel burası aydınlık diyemem.
Sen.
Ab-ı hayatla dolu Kristal bir kadehsin.
Hassas, kırılgan, narin.
Tutamıyor, tutamıyor işte
Kaba ve hoyrat ellerim.
Sen.
Duygularını korkusuz yaşayan kadın.
Bu yüzden insanların,
ateş böceklerinin ışığa yönelmesi gibi
sana gelmesi.
Bu yüzden kolay seni sevmesi.
Seni herkes ister.
Ama! Beni?
Beni, ancak, senin gibi,
koca bir yürek sever.
Celil Erdoğan
Ne kadar da çok özlemiştim seni.
kaküllerin ardında,
zeytin tanesi, simsiyah gözlerini.
Ya o, içimi ısıtan "canımmm" deyişini.
Nasıl da gelince bana sokulup,
başını omuzuma yaslayıvermiştin.
Bense tedirgin, Çekilmiştim.
Ne kadar da coşkuluydun,
Bahsederken özlem ve hasretten
bir sevda şiiriydi, dökülen gözlerinden.
Bilmediğim bir dünyaya bakar gibiydim
seni seyrederken.
Alışık değildim duygularımı yaşamaya.
Oysa ne çok isterdim
bırakmak kendimi, hayatın akışına
yıkmak tutkularımın bendini
bir deli kısrak gibi şahlanarak,
atılmak bozkırlara.
Sen ki, yürek dehlizlerimde yankılanan nara.
Sen ki, tek düşüm tek hedefim
Ne var ki koşamıyordum aşka, doludizgin.
Daha hasretin susuzluğunu dindirmeden,
ayrılıyordum sessizce senden.
Sonra telefondaki sesin.
"Neredesin?"
"Yolun yarısındayım."
Sonra, o şaşkın ifaden.
"O ne hız! ne çabuk aldın. dönemez misin?"
" "
"Ben olsaydım, dönerdim" diyen serzenişin.
İste bir tanem. Bu kadar benim cesaretim.
Deli gibi isterken seni.
Dilim söyleyemiyordu, kalbimin söylediğini.
Nicedir soruyordum kendime.
Neden ben?
Çevrende o kadar sevenin varken.
Neydi beni ayrı kılan
Ben ki, her gün sokakta karşılaşabileceğin
Ben ki, alelade ve sıradan.
Hatırlar mısın? Sana da sormuştum.
Neden ben?
Dedin ki "bende soruyorum kendime"
kısa bir sessizlik.
Muzip bir gülümseme.
"Bilmem".
Sonra benim bile varlığını bilmediğim,
maskemi araladın.
Dedin ki!
Madem yanımda olamayacaktın.
Madem uzaklaştıracaktın.
O zaman, uzanıp elimi tutmayacaktın.
EVET. Tutmayacaktım.
Yalın ellerinle bende bir şeyleri yakalamasaydın.
Allahım!!! lanetlenmiştim sanki.
Beraberimde getiriyordum istemediğim her şeyi.
Hüzün istemediğim gözlere hüzün yerleşiyordu.
Gözünden sakındığın kalp, ellerimde kırılıyordu.
Üzülmesini istemediğim can üzülüyordu.
Sevgileri, neşeleri taşımaya çalışırken sana,
birde bakıyorum ki !!!
Sıkıntı dolmuş avuçlarıma.
Gördüğün gibi buğulu bakışlım,
beceremiyordum ben.
Aşk diye düşündüğüm, acı oluyordu sende.
Sevgi dediğim, dönüşüyordu yıkıcı bir sele.
Güvenli limanlarımda fırtınalar kopuyordu.
Senin durgun sularında bile tusunamiler oluşuyordu.
Bu yüzden çıkamam yollarına.
Bir çiçeğin solmasını seyredemem.
Çekilip kendi karanlıklarıma.
Gel burası aydınlık diyemem.
Sen.
Ab-ı hayatla dolu Kristal bir kadehsin.
Hassas, kırılgan, narin.
Tutamıyor, tutamıyor işte
Kaba ve hoyrat ellerim.
Sen.
Duygularını korkusuz yaşayan kadın.
Bu yüzden insanların,
ateş böceklerinin ışığa yönelmesi gibi
sana gelmesi.
Bu yüzden kolay seni sevmesi.
Seni herkes ister.
Ama! Beni?
Beni, ancak, senin gibi,
koca bir yürek sever.
Celil Erdoğan
LOST- genel+mod
-
çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 280
Yaş : 38
Nerden : ecza
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 25/10/08
karakter
seviye:
(1/1)
güçlülük:
(1/1)
başarı:
(3/3)
Geri: celil erdoğan - Duygularını Korkusuz Yaşayan Kadın
Bu yüzden insanların,
ateş böceklerinin ışığa yönelmesi gibi
sana gelmesi.
Bu yüzden kolay seni sevmesi.
Seni herkes ister.
Ama! Beni?
Beni, ancak, senin gibi,
koca bir yürek sever.
ateş böceklerinin ışığa yönelmesi gibi
sana gelmesi.
Bu yüzden kolay seni sevmesi.
Seni herkes ister.
Ama! Beni?
Beni, ancak, senin gibi,
koca bir yürek sever.
F-1- eflatun+giris
-
çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 90
Yaş : 39
Nerden : fd
tutuğu+takım :
Kayıt tarihi : 09/12/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz