CHP li Öymen, Gül ün Ermenistan Ziyaretini Sakıncalı ...
1 sayfadaki 1 sayfası
CHP li Öymen, Gül ün Ermenistan Ziyaretini Sakıncalı ...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyaretini, karşı tarafın somut adım atmaması nedeniyle sakıncalı bulduğunu söyledi. Öymen, Türkiye'nin Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Projesi'nin havada kaldığını savundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, son haftalardaki gelişmelerle ilgili partisinin Beyoğlu'ndaki İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasının genelinde dış gelişmelere yer veren Öymen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün milli maç nedeniyle gittiği Ermenistan ziyaretini doğru bulmadıklarını söyledi. CHP olarak Ermenistan'la Ermeni halkı ile yakın ilişki kurmaya hiçbir itirazlarının olmadığını dile getiren Öymen, "Bu hükümetten önceki hükümetler zamanında da Ermenistan'la ilişkilerin normalleştirilmesi için Türkiye çok çaba göstermiştir. Bu çabalar ilk kez gösterilmiyor. Şimdiye kadar Türkiye kaskatı politika izledi de şimdi ilk defa konu gündeme geldi diyenler varsa bu doğru değil. Daha önceki hükümetler zamanında da büyük çabalar sarf edildi. " dedi.
"Niçin şimdiye kadar böyle bir ziyaret yapmamıştık da şimdi yapıyoruz? Niçin şimdiye kadar sınırımızı açmadık? Niçin diplomatik ilişkiler kurmadık? Bunun somut sebepleri mi var?" diye soran Öymen şöyle konuştu: "Bizim için en rahatsızlık verici konu Ermenistan'ın Azeri topraklarının yüzde 20'sini hala işgal ediyor olmasıdır. Bir milyon Azeri soydaşımız göçmen vaziyettedir. Çok zor şartlar altındalar. Öncelikle bu meselenin çözümü lazım. Nasıl çözülecek? Bunun için MİNSK grubu kuruldu. Türkiye de bunu destekledi. Ermenistan'ın bu topraklardan çekilmesi için yıllardan beri önerilerde bulunuyorlar. En küçük bir gelişme sağlanabilmiş değildir. Tek bir köyü bile boşaltmış değiller. Birleşmiş Milletler bu toprakların Azeri toprağı olduğunu resmen kabul ediyor. Şimdi o bakımdan dedik ki; Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinden önce, teknik görüşmeler de yaptık. 'Somut bir işaret var mı ?' diye sorduk. Anladık ki böyle bir işaret yok. Ne söyleniyor. 'Efendim bu meselenin çözümüne taraftarız.' Hangi ülke uluslararası bir meselede 'ben çözüme taraftar değilim' demiş ki. Gayet tabi 'çözüme tarafım' diyecek. Ama nasıl çözülecek. Şunu söyleyebiliyor musunuz; 'bu toprakların Azeri toprağı olduğunu kabul ediyoruz ve bu topraklardan çekileceğiz.' Rusya ne dedi, 'Gürcistan topraklarından çekileceğiz' ve tarih verdi. Buna benzer bir şey yapacak mısınız? Bu sözü almadan sayın Cumhurbaşkanı'nı tanımadığımız bir ülkeyi ziyarete göndermek bizce isabetli olmamıştır. Sonuç vermemiştir. Elle tutulur bir sonucu olmamıştır. Diplomaside görüşmek başlı başına hedef olamaz, diplomaside hedef sonuç almaktır. Görüşeceksiniz de ne sonuç alacaksınız. Sonuç almadıkça Cumhurbaşkanı düzeyinde bu tür temaslar çok sakıncalıdır. "
"Bizim için çok ciddi bir konuda soykırım iddiasıdır." diyen Öymen, Ermenistan ve lobilerinin yıllardan beri Türkiye aleyhinde çok yoğun faaliyet gösterdiklerini kaydetti. Sarkisyan'ın cumhurbaşkanı koltuğunu devraldığında yaptığı konuşmayı hatırlatan Onur Öymen, "Sarkisyan soykırım iddiasını Ermenistan dış politikası olarak savunmaya devam edeceklerini söylemiştir. 'Biz bu işin takipçisi olacağız' diyor. Bir taraftan da diyor ki 'yarından itibaren Türkiye ile ilişkilerimizi normalleştirmeye hazırız' diyor. Şunu söylemiyor; 'Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için soykırım iddiasından vazgeçeceğiz.' demiyor. Soykırım davasını savunmaya devam edeceğiz ve başka ülkelere kabul ettirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz ve aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz. Yani Türkiye bunu içine sindirecek. Bu ortadayken siz Ermenistan soykırım iddialarından vazgeçmeye hazır nasıl diyebilirsiniz. Bu soykırım meselesi, Azeri topraklarının işgali ve Türkiye den toprak talebi, Ermenistan ile ilişkilerimizin normalleşmesine engel olmaktadır. " şeklinde konuştu.
-"KAFKASYA PROJESİ HAVADA KALDI"-
Kafkaslarla ilgili gelişmelere de değinen Öymen, şöyle konuştu; "Kafkaslarla ilgili işbirliği platformu kurulması gibi düşünceler var. Biz gayet tabi tüm Kafkas ülkelerinin biraraya gelip işbirliği yapmasını isteriz. Öyle tekliflerde bulunacağınız zaman önce zemin yoklayacaksınız. Yani aklınıza gelen her şeyi önce kamuoyuna açıklarsanız sonra güç durumda kalırsınız. Bu fikri açıkladınız sonra ne dedi Gürcistan, 'biz Ruslarla aynı masaya oturmayız' dedi. Ne oldu sizin projeniz. Sizin projenizden sonra NATO dışişleri bakanları toplandı. Siz anlatmadınız mı bu projenizi? Niçin o toplantıda sizin o fikriniz sonuç bildirgesinde bir satır bile yok. Demek ki bir zemin hazırlamamışsınız, yapılabilirliği konusunda somut bir değerlendirme yapacak durumda değilsiniz. O zaman bu havada kalan bir proje oldu. Projeler ciddi olacak tutarlı olacak. İlkeli olacak. "
Türkiye'nin Montrö Sözleşmesi'ni 1936'den beri uyguladığını hatırlatan Öymen, bunu Türkiye'nin bir başarısı olarak niteledi. Gürcistan'daki gelişmeler sırasında hükümetin tutarsız açıklamalar yaptığını kaydeden Öymen, "Yapacağınız konuşmalara çok dikkat edeceksiniz. Diyorsunuz ki insani savaş gemileri geçecek, böyle söylemediniz mi. Ne diyor Montrö sözleşmesinde . İnsani gemiler için bekleme süresi yoktur. Bir şartla bu amaçla geçecek gemilerin tonajı 8 bin tonu geçmeyecek. Bir de bakıyorsunuz geçecek gemilerden bir tanesinin tonajı 9 bin tonun üzerinde. Demek ki bu amaçla izin alınmamış. İnsani amaçla değil. 'Karadeniz'e normal geçiş için izin verdik' desenize. 'İzin verdik ve 21 gün sonra dönecekler' diyorlar. Başbakan açıklama yapıyor, 'bize müraacat olmadı gemilerin geçişiyle ilgili' diye. Bir de bakıyorsunuz 4 gün sonra gemiler geçiyor. Bunlar şunu gösteriyor; Montro'yü doğru uygulamak kadar Montrö ile ilgili yaptığınız uygulamaları halka açıklamak da önemlidir. Bizim hükümetten beklentimiz bu konuda çok titiz davranmasıdır." İfadelerini kullandı.
Onur Öymen, Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci başladığını hatırlatarak, üzerinde titizlikle durulması gereken konular olduğunu söyledi. "Türkiye bu süreçte seyirci konumunda değildir. Türkiye bir garantör ülkedir, o bakımdan bu müzakere sürecinin ne şekilde gelişeceği Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor." diyen Öymen şöyle konuştu: "Birinci sırada Meclis geliyor. Siz Meclis'e bu konuyu getirdiniz mi? Meclis'ten destek aldınız mı? Bu hükümet zamanında Meclis'in oy birliğiyle aldığı karar var. Kıbrıs konusunda buna uygun mu şu andaki politikanız. Uygunsa diyin ki aynısını uyguluyoruz. Değilse bir kere daha geleceksiniz Meclis'e . Mademki milli bir davadır, ona göre davranacaksınız . Ama şimdiye kadar bunların hiç biri yapılmadı. Basına yansıyan bilgiler doğruysa biz çok ciddi zemin kaybettik bu görüşmelerde. Bu meseleyi milli bir dava olarak görmeye devam edelim. İktidar ve muhalafet oturalım tartışalım. Tablo ortaya çıksın aksi takdirde çok hüsrana uğratabilir Kıbrıs konusundaki gelişmeler. "
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilgili hazırladığı ulusal programı kendilerine anlatmak için verdikleri randevuya gelmediğini belirten Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: "AB ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldı kamuoyunda. Hükümet Ulusal Program hazırlamış ve sayın Dışişleri Bakanı partilere duyurmak istemiş ama CHP kendisini kabul etmemiş. Hiç doğru değil. Randevu verdik. Pazartesi saat 3 te beklediğimizi söyledik. Sayın genel başkanın programı uygun olmadığı için onu temsilen benim kendisini beklediğimizi söyledik. Ve bize gelmeyeceğini söylemedi. Ben sırf bakanla görüşmek için Ankara'ya gittim. Yoldayken Avrupa Genel Sekreteri bana telefon etti, bakan gelmeyecek, kabul etmedi falan söylemedi. Partiye gelince baktım gelen giden yok . Anladım ki ulusal metin gelmiş, metne de baktık. Pek çok siyasi boyutu olduğunu gördük. Hükümet, Dışişleri Bakanı düzeyinde bize bilgi vermeyi kabul etmedi. 'Efendim ben genel başkan düzeyinde olmazsa bilgi vermem' bu ne demek."
(CİHAN)
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, son haftalardaki gelişmelerle ilgili partisinin Beyoğlu'ndaki İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasının genelinde dış gelişmelere yer veren Öymen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün milli maç nedeniyle gittiği Ermenistan ziyaretini doğru bulmadıklarını söyledi. CHP olarak Ermenistan'la Ermeni halkı ile yakın ilişki kurmaya hiçbir itirazlarının olmadığını dile getiren Öymen, "Bu hükümetten önceki hükümetler zamanında da Ermenistan'la ilişkilerin normalleştirilmesi için Türkiye çok çaba göstermiştir. Bu çabalar ilk kez gösterilmiyor. Şimdiye kadar Türkiye kaskatı politika izledi de şimdi ilk defa konu gündeme geldi diyenler varsa bu doğru değil. Daha önceki hükümetler zamanında da büyük çabalar sarf edildi. " dedi.
"Niçin şimdiye kadar böyle bir ziyaret yapmamıştık da şimdi yapıyoruz? Niçin şimdiye kadar sınırımızı açmadık? Niçin diplomatik ilişkiler kurmadık? Bunun somut sebepleri mi var?" diye soran Öymen şöyle konuştu: "Bizim için en rahatsızlık verici konu Ermenistan'ın Azeri topraklarının yüzde 20'sini hala işgal ediyor olmasıdır. Bir milyon Azeri soydaşımız göçmen vaziyettedir. Çok zor şartlar altındalar. Öncelikle bu meselenin çözümü lazım. Nasıl çözülecek? Bunun için MİNSK grubu kuruldu. Türkiye de bunu destekledi. Ermenistan'ın bu topraklardan çekilmesi için yıllardan beri önerilerde bulunuyorlar. En küçük bir gelişme sağlanabilmiş değildir. Tek bir köyü bile boşaltmış değiller. Birleşmiş Milletler bu toprakların Azeri toprağı olduğunu resmen kabul ediyor. Şimdi o bakımdan dedik ki; Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinden önce, teknik görüşmeler de yaptık. 'Somut bir işaret var mı ?' diye sorduk. Anladık ki böyle bir işaret yok. Ne söyleniyor. 'Efendim bu meselenin çözümüne taraftarız.' Hangi ülke uluslararası bir meselede 'ben çözüme taraftar değilim' demiş ki. Gayet tabi 'çözüme tarafım' diyecek. Ama nasıl çözülecek. Şunu söyleyebiliyor musunuz; 'bu toprakların Azeri toprağı olduğunu kabul ediyoruz ve bu topraklardan çekileceğiz.' Rusya ne dedi, 'Gürcistan topraklarından çekileceğiz' ve tarih verdi. Buna benzer bir şey yapacak mısınız? Bu sözü almadan sayın Cumhurbaşkanı'nı tanımadığımız bir ülkeyi ziyarete göndermek bizce isabetli olmamıştır. Sonuç vermemiştir. Elle tutulur bir sonucu olmamıştır. Diplomaside görüşmek başlı başına hedef olamaz, diplomaside hedef sonuç almaktır. Görüşeceksiniz de ne sonuç alacaksınız. Sonuç almadıkça Cumhurbaşkanı düzeyinde bu tür temaslar çok sakıncalıdır. "
"Bizim için çok ciddi bir konuda soykırım iddiasıdır." diyen Öymen, Ermenistan ve lobilerinin yıllardan beri Türkiye aleyhinde çok yoğun faaliyet gösterdiklerini kaydetti. Sarkisyan'ın cumhurbaşkanı koltuğunu devraldığında yaptığı konuşmayı hatırlatan Onur Öymen, "Sarkisyan soykırım iddiasını Ermenistan dış politikası olarak savunmaya devam edeceklerini söylemiştir. 'Biz bu işin takipçisi olacağız' diyor. Bir taraftan da diyor ki 'yarından itibaren Türkiye ile ilişkilerimizi normalleştirmeye hazırız' diyor. Şunu söylemiyor; 'Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için soykırım iddiasından vazgeçeceğiz.' demiyor. Soykırım davasını savunmaya devam edeceğiz ve başka ülkelere kabul ettirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz ve aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz. Yani Türkiye bunu içine sindirecek. Bu ortadayken siz Ermenistan soykırım iddialarından vazgeçmeye hazır nasıl diyebilirsiniz. Bu soykırım meselesi, Azeri topraklarının işgali ve Türkiye den toprak talebi, Ermenistan ile ilişkilerimizin normalleşmesine engel olmaktadır. " şeklinde konuştu.
-"KAFKASYA PROJESİ HAVADA KALDI"-
Kafkaslarla ilgili gelişmelere de değinen Öymen, şöyle konuştu; "Kafkaslarla ilgili işbirliği platformu kurulması gibi düşünceler var. Biz gayet tabi tüm Kafkas ülkelerinin biraraya gelip işbirliği yapmasını isteriz. Öyle tekliflerde bulunacağınız zaman önce zemin yoklayacaksınız. Yani aklınıza gelen her şeyi önce kamuoyuna açıklarsanız sonra güç durumda kalırsınız. Bu fikri açıkladınız sonra ne dedi Gürcistan, 'biz Ruslarla aynı masaya oturmayız' dedi. Ne oldu sizin projeniz. Sizin projenizden sonra NATO dışişleri bakanları toplandı. Siz anlatmadınız mı bu projenizi? Niçin o toplantıda sizin o fikriniz sonuç bildirgesinde bir satır bile yok. Demek ki bir zemin hazırlamamışsınız, yapılabilirliği konusunda somut bir değerlendirme yapacak durumda değilsiniz. O zaman bu havada kalan bir proje oldu. Projeler ciddi olacak tutarlı olacak. İlkeli olacak. "
Türkiye'nin Montrö Sözleşmesi'ni 1936'den beri uyguladığını hatırlatan Öymen, bunu Türkiye'nin bir başarısı olarak niteledi. Gürcistan'daki gelişmeler sırasında hükümetin tutarsız açıklamalar yaptığını kaydeden Öymen, "Yapacağınız konuşmalara çok dikkat edeceksiniz. Diyorsunuz ki insani savaş gemileri geçecek, böyle söylemediniz mi. Ne diyor Montrö sözleşmesinde . İnsani gemiler için bekleme süresi yoktur. Bir şartla bu amaçla geçecek gemilerin tonajı 8 bin tonu geçmeyecek. Bir de bakıyorsunuz geçecek gemilerden bir tanesinin tonajı 9 bin tonun üzerinde. Demek ki bu amaçla izin alınmamış. İnsani amaçla değil. 'Karadeniz'e normal geçiş için izin verdik' desenize. 'İzin verdik ve 21 gün sonra dönecekler' diyorlar. Başbakan açıklama yapıyor, 'bize müraacat olmadı gemilerin geçişiyle ilgili' diye. Bir de bakıyorsunuz 4 gün sonra gemiler geçiyor. Bunlar şunu gösteriyor; Montro'yü doğru uygulamak kadar Montrö ile ilgili yaptığınız uygulamaları halka açıklamak da önemlidir. Bizim hükümetten beklentimiz bu konuda çok titiz davranmasıdır." İfadelerini kullandı.
Onur Öymen, Kıbrıs'ta yeni müzakere süreci başladığını hatırlatarak, üzerinde titizlikle durulması gereken konular olduğunu söyledi. "Türkiye bu süreçte seyirci konumunda değildir. Türkiye bir garantör ülkedir, o bakımdan bu müzakere sürecinin ne şekilde gelişeceği Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor." diyen Öymen şöyle konuştu: "Birinci sırada Meclis geliyor. Siz Meclis'e bu konuyu getirdiniz mi? Meclis'ten destek aldınız mı? Bu hükümet zamanında Meclis'in oy birliğiyle aldığı karar var. Kıbrıs konusunda buna uygun mu şu andaki politikanız. Uygunsa diyin ki aynısını uyguluyoruz. Değilse bir kere daha geleceksiniz Meclis'e . Mademki milli bir davadır, ona göre davranacaksınız . Ama şimdiye kadar bunların hiç biri yapılmadı. Basına yansıyan bilgiler doğruysa biz çok ciddi zemin kaybettik bu görüşmelerde. Bu meseleyi milli bir dava olarak görmeye devam edelim. İktidar ve muhalafet oturalım tartışalım. Tablo ortaya çıksın aksi takdirde çok hüsrana uğratabilir Kıbrıs konusundaki gelişmeler. "
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilgili hazırladığı ulusal programı kendilerine anlatmak için verdikleri randevuya gelmediğini belirten Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: "AB ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldı kamuoyunda. Hükümet Ulusal Program hazırlamış ve sayın Dışişleri Bakanı partilere duyurmak istemiş ama CHP kendisini kabul etmemiş. Hiç doğru değil. Randevu verdik. Pazartesi saat 3 te beklediğimizi söyledik. Sayın genel başkanın programı uygun olmadığı için onu temsilen benim kendisini beklediğimizi söyledik. Ve bize gelmeyeceğini söylemedi. Ben sırf bakanla görüşmek için Ankara'ya gittim. Yoldayken Avrupa Genel Sekreteri bana telefon etti, bakan gelmeyecek, kabul etmedi falan söylemedi. Partiye gelince baktım gelen giden yok . Anladım ki ulusal metin gelmiş, metne de baktık. Pek çok siyasi boyutu olduğunu gördük. Hükümet, Dışişleri Bakanı düzeyinde bize bilgi vermeyi kabul etmedi. 'Efendim ben genel başkan düzeyinde olmazsa bilgi vermem' bu ne demek."
(CİHAN)
YaKaMoZ- Moderatör
- çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 759
Yaş : 34
Nerden : 4.boyut
tutuğu+takım :
ruh+hali :
Kayıt tarihi : 08/09/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz