Bir Dosta Mektup
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Dosta Mektup
Gün oldu o siyah pencereden bir ümit ışığı oldu adam, karanlıklar içerisinde korkuyla titreyen bir küçük kızın sığındığı kuytu köşelere... Gün oldu kelimelerin ıslaklığında yürüdü, adımlarını sıklaştırarak bir yere yetişmek istercesine... Gün oldu kahkahalarla gülümsedi kelimelerin dansını dinleyerek... Sandı ki onu görünüşüyle, hatta görünmeyen yüzüyle sert bilecek, ondaki, o sert kabuğun altına gizlemeye çalıştığı güzelliği göremeyecekler...
Oysa ne de çok yanılmıştı. Kapanan simsiyah pencerenin arkasında bıraktığı muhteşem bir varlık vardı, her gün penceresine konan serçenin gördüğü... şarkılarla gelip, düşlerine tercüman olan o serçe, penceresi sımsıkı kapalı da olsa, onu bekliyor ve cama vuran yansımasında yüreğine şarkılar söylüyordu... Hecelerin ahenkli birleşiminde, bir kelimenin sancılı doğumunda, cümlelerin halay çekişinde, dörtlüklerin düğününde bulunuyordu, tek kişilik bir ordu misali... Umut fakirin ekmeğidir demişlerdi ya hani, umutla bekliyordu o da, bir sabah güneşin doğuşu gibi o simsiyah pencereden gelecek tebessümü... Bakışlarının içinden buram buram yükselecek ve dudaklarının kıvrımlarından geçerek, gözbebeklerinde konaklayıp, yüreğinin tam ortasına inecek o pembe buğulu tebesümü...
Sessiz hıçkırıklarını boğazında biriktirirken düğüm düğüm, avaz avaz suskunlukları diziyordu gökyüzüne, rüzgârla yarışarak yol alırken...
Ne güzeldi oysa simsiyah bir pencerede uzakdostu hayal ederek dinlemek! ! !
Oysa ne de çok yanılmıştı. Kapanan simsiyah pencerenin arkasında bıraktığı muhteşem bir varlık vardı, her gün penceresine konan serçenin gördüğü... şarkılarla gelip, düşlerine tercüman olan o serçe, penceresi sımsıkı kapalı da olsa, onu bekliyor ve cama vuran yansımasında yüreğine şarkılar söylüyordu... Hecelerin ahenkli birleşiminde, bir kelimenin sancılı doğumunda, cümlelerin halay çekişinde, dörtlüklerin düğününde bulunuyordu, tek kişilik bir ordu misali... Umut fakirin ekmeğidir demişlerdi ya hani, umutla bekliyordu o da, bir sabah güneşin doğuşu gibi o simsiyah pencereden gelecek tebessümü... Bakışlarının içinden buram buram yükselecek ve dudaklarının kıvrımlarından geçerek, gözbebeklerinde konaklayıp, yüreğinin tam ortasına inecek o pembe buğulu tebesümü...
Sessiz hıçkırıklarını boğazında biriktirirken düğüm düğüm, avaz avaz suskunlukları diziyordu gökyüzüne, rüzgârla yarışarak yol alırken...
Ne güzeldi oysa simsiyah bir pencerede uzakdostu hayal ederek dinlemek! ! !
ay-ben- eflatun+giris
-
çin astrolojisi :
Mesaj Sayısı : 74
Yaş : 39
Nerden : ay-dan
Kayıt tarihi : 09/10/08
karakter
seviye:
(0/0)
güçlülük:
(0/0)
başarı:
(3/3)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz